Depresyonun Nedenleri ve Risk Etmenleri Nelerdir?
18/11/2018TEK EBEVEYN OLMAK
17/01/20242024'e Girerken Nelere Hazırız?
2024 Yılına Girerken
2023’e veda ederken ülkemiz, dünyamız ve insanlık için geride bıraktığımız ve bırakamadığımız pek çok olumsuz olay, doğa felaketleri, terör olayları ve ekonomik felaketler yaşadık. İnsanlığın büyük bir kesimi için kan, gözyaşı ve kayıplar yılı oldu #2023.
2024’ün neler getirebileceğini anlayabilmek için olayların dilini iyi okuyabilmemiz gerekir.
Ancak insanlığın giderek şiddetlenen çilesinin insanlığın, insanlık değerleri, nitelikleri açısından ayıklanma sürecini de hızlandıracağını öngörebiliriz. Bilim, teknoloji ve yaşam koşullarındaki olağanüstü gelişmelere, ilerlemelere rağmen, insanlık bu gelişmelerin insanlığın bütününe adil bir şekilde sunulması, doğanın, canlılığın korunması, insani ve manevi değerlerinin hayata geçirilmesi açısından henüz başarılı olamadığı gibi, manevi ve sosyal çöküşü, çürümesi şiddetlenmiştir. İnsanın kendi doğasına yabancılaşmasında dibi bulamadığımızı söyleyebiliriz.
Özellikle son yüzyılda nereden gelip nereye gittiğimize baktığımızda 2024’ün gerek dünya genelinde gerek ülkemiz özelinde daha zorlayıcı olaylara gebe olduğunu, insanlığın daha yaşanacak çileleri olduğunu görebiliriz. Bu şartlarda bireylerin kendilerini sağlıklı, yetişkin bireyler olarak çağımızın koşullarına uyumlamaları, davranışsal, bilişsel ve ruhsal bağışıklıklarını geliştirmeleri gerekmektedir. Gelişim ve dönüşüm ihtiyaçlarının idrakinde ya da sezgisinde olan bireyler, kendini bulma, tanıma, kendi doğasına uyumlu şekilde kendini dönüştürüp, insan olma mücadelesi içerisindedirler. Kötülüğün hüküm sürdüğü bugünün dünyasında bu hiçbir birey için kolay değildir. Ancak insanın bunu başarması hem mümkündür hem de zorunludur. Kendi derin doğasına yabancılaşan insanın sağlıklı bir birey olarak kalıcı bir mutluluk ve tatmin duygusu yaşaması mümkün değildir.
İnsan, ya yakın çıkarlarının, ilkel yönlerinin tatminine yönelip kendi doğasına yabancılaşacak ya da vicdan sesinin kılavuzluğunda kendi doğasına yaklaşarak, insani niteliklerini yükselterek, insanlık ideallerinde yükselmiş olacaktır. Bu açıdan yaşanan ve yaşanacak zorlayıcı olaylar sadece felaketler olarak algılanmamalı, aynı zamanda bireylerin dönüşümü açısından fırsatlar olarak da görülebilmelidir. Beşeri doğası gereği insan zorluklarda, yokluklarda ve acıda pişiyor, gelişiyor ve olgunlaşıyor. Bu bağlamda yaşamsal önceliklerimizi iyi değerlendirmemiz, en değerli kaynaklarımızdan biri olan ‘zaman’ı kendi yararımıza, sevdiklerimiz ve gelecek nesiller yararına en verimli bir şekilde değerlendirerek, entelektüel, duygusal ve ruhsal gelişimlerimiz doğrultusunda güçlü hamleler yapmamız gerekmektedir. İnsan yetiştirme düzenlerimizi gözden geçirmek ve iyileştirmek en yüksek hedefimiz olmalıdır.
İnsanların büyük çoğunluğu hayatın temel sorunlarını, savaşlar, felaketler, ekonomik sorunlar ve yoksulluklar olarak görüyor ve anlayabiliyor. Ancak bu sorunlar daha temelde insan deneyimlerinin, insanın kendini gerçekleştirme çabalarının sonuçlarıdır. Bir bakıma insanın kendine ve doğasına yabancılaşmasının, cehaletinin ve gelişmemişliğinin, korkular, güvensizlikler ve değersizlik duyguları ile yaşamaya alışmasının sonuçlarıdır. İçinde bulunduğumuz çağda en temel sorunumuz beşeriyetten insanlığa geçiş sürecindeki başarısızlığımızdır. İnsan, kendi kaderine sahip çıkmak, insani ihtiyaçlarının ve ideallerinin gerektirdiği kutlu bir hayatı yaşamak ihtiyacındadır.
#2024 Yılı bu bağlamda sert bir ayıklanma yılı olacak gibi görünüyor.
Bu paylaşım konusundaki görüş, öneri ve sorularınızı bekliyorum.
#psiklog
#psikoloji
#psikoterapi
#kişiselgelişim
#terapi
#hipnoterapi
#izmir
#karşıyaka
#kuşadası
#çiftterapisi
#evlilikterapisi
#aileterapisi
#benterapisi
#ruhsağlığı
İn